Bana neden yazıyorsun diyorsunuz. Yazmak sözünüz kesilmeden yapabileceğiniz tek konuşmadır.
Jules Renard

6 Eylül 2010 Pazartesi

Mr. Mervyn Kirkead'i çok kıskandım

Malum memleketin durumu pek parlak değil. Ahali kabak karpuz (ne rengi güzel ne de kokusu) gibi ikiye bölünmüş. Ortada kalanların hali daha zor zira 'biiitaraaaf olan bertaraaaf olur'. (i'leri, a'ları uzatacaksın ki durmuş oturmuş, kültürlü biri gibi olasın. Mitingde seni dinleyen de yanında boş boş bakınanın böğrünü dürtüp 'bizimki yine kitap gibi laf etti' desin)

İşsizlik, pahalılık tavan yapmış. Zaten milletin anası ağlıyor, bir de abuk subuk bir referandum tartışması sürüyor.

                                                                      ***
Bireylerin durumu da pek parlak sayılmaz. Hava bunaltıcı sıcak, rutubet de % 90lara çıkınca durulmaz oluyor. Bu haldeyken bir de, trafikle boğuşarak, iki dakikalık yolu iki saatte kan ter içinde gitmek insanı iyice çileden çıkarıyor.

Bizim gibi yaşı kemale erenlerin hali daha da zor. Haliyle kireçlenmeler başlamış, insanın orası burası sızlıyor, Kalpçi onu diyor, dahiliyeci bunu. Derdini eşe dosta da anlatamazsın. Ya da anlatırsın da bedeli ağır olur. Bu sefer o da sana uzun uzun kendi derdini anlatmaya başlar.

                                                                      ***
Bu arada biz bütün bunları yaşarken 65 yaşındaki Mr. Mervyn Kirkead'in derdi de başka. Tutturmuş ben banyo küveti ile İrlanda'dan İskoçya'ya geçerim diye. Ve de 16 mili 8 saatte geçip bu işi başarmış. Böylece Mr. Kirkead'in bütün sıkıntıları da bir anda bitivermiş.

                                                                      ***
Şimdi haklı değil miyim Mr. Kirkead'i kıskanmakta? İtiraf edin siz de kıskandınız değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder