Bana neden yazıyorsun diyorsunuz. Yazmak sözünüz kesilmeden yapabileceğiniz tek konuşmadır.
Jules Renard

9 Ocak 2010 Cumartesi

TVde futbol zevki nasıl katledilir?

Biranızı almış, en sevdiğiniz koltuğunuza kurulmuş, televizyonda futbol maçı seyrediyorsunuz. Harika bir kombinezon, akıllı bir paslaşma, genç santrforun müthiş vuruşu. Ve gooool.

Futbolun keyfini yaşamak isteyen daha ne ister? Ama hayır, bir dakika.. Dinleyin:


***.

-  Ne gtüzel gol. Ne usta bir vuruştu. Değil mi hocam?

-  Tamam daaa... Bir bakalım. Geri gel! Bakalım turunculu oyuncu yeşil formalının önünde mi?.
   
   Geri gel! Yahu daha geri gelsene. Kaldır benim kelleyi ekrandan. Şimdi yavaş yavaş yürü. Kesin  ofsayt. Dur. Bir daha daha geri gel. Baksana apaçık. 
   
   Adamın omuzu yeşillinin bir karış önünde. Buz gibi ofsayt. Yardımcı orada uyuyor.   bir kere durduğu yer yanlış. Ama kabahat onda değil, onu oraya dikende. Bunları asmalı, kesme...    

-  Fakat hocam, ne vuruştu ama. Zaten bu çocuğu ne zamadır takip...

-  Dur daha bitmedi. Geri gel. Bir önceki pozisyonda öbür turunculu, önündeki yeşilliyi, 9 numarayı nasıl rahat bırakmış. Arkadan iyice yapışacak abi, verdirmeyacak o pası. Fortçuluk yapacak.

-  Aman hocam dur.
   
   Her şey bir yana, kim ne derse desin genç oyuncu harika bir gol attı. Ne ustaca bir vur...

 -  Ben anlamam abi turunculu oyuncu yeşillinin.....

 ***

Ben de anlamıyorum. 

Bugünkü maçlar ne oldu diye merak ediyorsan seyredeceğin  kanal belli. Anladık, bastırmışlar masraflar hariç senede 321 milyon Amerikan dolar gibi deli bir serveti, tekel olmuşlar.


Tamam da bizim kusurumuz ne? Düpedüz işkence çektiriyorlar.

Aferin. Biz seyircilere, bütün kuralları sular seller gibi öğreniyoruz. İyi de karşılığında da kurdeşen oluyoruz. 

Nerede kalıyor seyir zevki, nerede kalıyor eğlence?

***


21 Ocak 2010.

Ben yukarıdakileri yazdıktan bir hafta sonra Erman Toroğlu'nun işine son verildi haberi çıktı. Ben de bu eki yazmak ihtiyacını hissettim.

Hemen söyleyim bütün sansürler gibi buna da karşıyım. Kulüpler Birliğinin işlerine gelmiyor diye baskı yaparak bir programı yayından kaldırtmak istemesi (en azından şimdi söylenen bu) kabul edilir gibi değil.


Şimdi artık milletin ikiye bölündüğü bir konumuz daha var. Bazıları "Oh iyi oldu, gitti" derken bazıları da "Evet katılmadığım birçok şeyler söylüyorlardı ama yine de pazar gecelerinin eğlencesi idi bu program, kötü oldu" diyorlar. 

Eminim bu ayrışma daha da belirginleşecek. Sonunda da hamiyetli milletimin "mağdurun yanında olma duygusu" ile ibre "Keşke kalsalarlardıcılar"a kayacak.


Ne diyeyim: kör ölür badem gözlü olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder