Bana neden yazıyorsun diyorsunuz. Yazmak sözünüz kesilmeden yapabileceğiniz tek konuşmadır.
Jules Renard

5 Şubat 2010 Cuma

Tecrübeli teknik adam

Bir önceki "Zengin dilin tembel kullanıcılarıyız" başlıklı yazımda dilimizin halinden sızlanmıştım. Bu yazıyla ilintili bir- iki basit örnek vermek istiyorum.

***

Sanıyorum gazetecilerin önemli bir bölümü 300 - 400 kelimeyle yetiniyorlar.

Futbol yazarlarının (ki onlar kendilerini spor yazarı sanırlar) 200 kelimeyi bile geçtiklerini hiç sanmıyorum. Önemli bir bölümü "orta mektepten terk futbolcu eskisi" olunca bu çok doğal değil mi? Dağarcıkları bu kadar. Başka ne beklenir.

***

Bir iki örnek:

Hepsi tutturmuşlar bir "tecrübeli teknik adam" lafını. Futbol antrenörlerinin istisnasız tümü "tecrübeli teknik adam". Pardon, haklarını yemiyelim, bir de "tecrübeli çalıştırıcı", "tecrübeli hoca", "tecrübeli teknik direktör" var. Sonra bunların bir de "deneyimli" olanları var. Ne zenginlik...

Bakar mısınız fantezinin boyutuna, dilin zengin kullanımına. Hayatını ilk kompozisyonunu otuzlu yaşlarında yazarsan bu kadar olur.

"Tecrübeli teknik adam"... Ne olacaktı ki Yüzlerce milyonluk takımın başına ağzı süt kokan dünkü bebeyi mi dikeceklerdi.

Bu, sarışın İsveçli demekten de beter. Arada esmer İsveçli de olabilir ama "tecrübesiz" teknik adam asla. Var mı son elli yılda tek bir örneği?

Hadi bir kolaycılık örneği daha vereyim. "Sambacı"lar..

Bütün Brezilyalı futbolcular "sambacı". En kazması, en kalası bile "sambacı".

Eğer futbolcu Arjantili ise bu defa doğruca "tangocu" sınıfına kaydoluyor. Oh ne rahat.

Almanın sıfatı belli: "panzer". Adam 1.65 boyunda, çelimsiz, zayıf nahif biri, ama olsun "panzer".

Şimdi bu okuyucuyu ve dili, en azından, hafife almak, laubalilik değil midir?

Örnekler yüzlerce arttırılabilir. Ama ben bu iki basit örnekle yetineyim. Diğer gazete yazarları ve politikacıların cevherleri de başka bir yazının konusu olsun.

***

Son bir not:

Teknik adam = Teknik (!) + adam (!). Matrak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder