Durup dururken neden yazıyorum anlatayım: Jules Renard 1800'lerde yaşamış bir fransız düşünürü. Şair, yazar, Akademi üyesi. Sosyalist aday olarak Belediye Başkanlığına seçilmişliği bile var. İşte bu koca Jules Renard'ın canına tak demiş ki, taa o zamanlar söylemiş: "Bana neden yazıyorsun diyorsunuz. Yazmak sözünüz kesilmeden yapacağınız tek konuşmadır. Bu söz kesme merakı demek ki sade bizde değil, her yerde böyleymiş. Ve de her devirde. Ve herkes için. Sahiden de öyle ama. Lafını bir türlü söyletmezler insana. *** Adamın birinin en yakını son derece ciddi bir beyin ameliyatı geçirir. Adeta öbür dünyaya gider, gelir. Sağolsun hakikatlı eş dost devamlı arayıp sorarlar. - Geçmiş olsun şekerim. Ameliyat nasıl geçti? Hastamız nasıl? - Sorma. İş ciddi. Serumla besliyorlar, ne yiyor, ne içi... - Ay sorma şekerim, yemiyor dedin de, bende de bir iştahsızlık. Üç günde iğne ipliğe döndüm. Bu grip insanı fena yapıyor. Üstelik havalar da lodos. Vs,. vs. vs... (Hastası beyin ameliyatı ardından acilde yatana griple ilgili yarım saatlik bir brifing) *** Adamın biri tek başına tekneyle maceralı bir dünya turuna çıkar. Gitmediği yer kalmaz. Etraf meraklıdır. Dönüşünde hemen ararlar: - Yediğin içtiğin senin olsun, neler gördün, bir anlat bakalım. Fırtınaya tutulmuşsun, okyanusun ortasında... -Sahiden zordu. Günlerce kara görmemişsin. Etrafta köpek balıkları, dalga adam boyu. İçim dışıma çıkmış, zor daya... - Ay içim dışım dedin de ... Geçen bayram değil, bir önceki bayram. Benim görümcelerle otobüsle Bursa'ya gidiyoruz. Bizim eltilere. Çoktandır gidememiştik. Yollar da biraz bozuk. Ne hallere girdiğimizi ne sen sor ne ben anlatayım. Vs. vs. vs... (Bu defa dünyayı tek başına tekneyle dolaşan adama görümceyle yapılan Bursa seyahati ile ilgili yarım saatlik bir brifing) *** Evet dinleyenin her zaman seninkinden daha önemli bir sözü vardır. Mutlaka. *** Şimdi gel de yazma. En nihayet okuyanın sabrı taşar, bırakır okumaz. Ama sen de lafını sonuna kadar söylersin ya. Ona bak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder